HDP’li milletvekilleri ile Cumhuriyet gazetesi yazar çizerlerinin tutuklanmalarının ürettiği atmosfer malum. Böylesine yüksek düzeyde yargısal kararların kaçınılmaz sonucu gerilim ve tartışmadır. Neticede dördüncü büyük partinin genel başkanından üyelerine kadar tutuklama kararı sadece hukuki pencereden bakılarak ölçülemiyor…
Bu yüzden dışarıdan yükselen tepkilerle içeriden reaksiyonlar sonuçta aynı noktaya odaklanıyor. Tutuklamalar siyasi olarak kritik ediliyor. Görüldüğü kadarıyla toplumda bir tepki yok ve PKK terörünün faturası Demirtaş ve arkadaşlarına çoktan kesilmiş durumdadır. Madem PKK ile ilişkisi var HDP’lilerin de cezalandırılması Türk seçmende bırakın reaksiyonu, memnuniyet bile yaratmış görünüyor.
MEMNUNİYET VE TEPKİ HAVUZUToplamda ise; yani içerideki tepki ve memnuniyet, dışarıdan yükselen memnuniyetsizlik Türkiye’nin Kürt ve terör sorununun altını bir kez daha çiziyor.
Bu atmosferde hükümet kanadından Avrupa’ya karşı sert ve bazen müdanasız açıklamalara rağmen bu ilişkiyi önemseyen, kıymetlendiren sözler de geliyor. Mesela Başbakan’ın ve Avrupa Birliği Bakanı’nın sitemle birlikte ilişkinin devamlılığını gözeten sözleri bunu gösteriyor. Türkiye kimseyi iç işlerine karıştırmamak konusunda kararlı, ama aynı zamanda özellikle AB ile müzakerelerin başladığı andan itibaren herhangi bir konunun bir ülkenin iç işi olmaktan çıktığı gerçeğini de ıskalamıyor.