Kahramanmaraş ve Hatay’dan sonra Yusuf Ziya Cömert’le birlikte Adıyaman’dayız. Besni’den başladık. Yine aynı tablo… Binalar yıkılmış, yıkılmayanların da içine girilmesine izin verilmiyor. İki adam yolun kenarında öylece bekliyor. Sağ kurtuldukları ama artık bir daha sahip olamayacakları evlerine bakıyorlar. “Şükür canımız sağ ama…” diyor biri, “Bundan sonra yaşayan ölüleriz biz…” Ne söylenir bu çaresizliğe? Hayat boyu çalış, didin, çabala bir evin olsun. O evde kendini, aileni, çocuklarını yaşat ve sonra deprem saniyeler içinde bütün bir hayatı silsin. Ya ömrünün sonbaharında, ya da baharında.
Yusuf Ziya Cömert’le deprem bölgesini dolaştık. Enkazsız fotoğraf yok. Her yer enkaz herkes çaresiz.
Yeniden başlamak için güç ve umut lazım ama bir hayat kurmak o kadar zor ki. Şimdi, en büyük umut çadırdan...