Her gün “siyasi” karakterli bir soruşturma, gözaltı ya da tutuklamanın olması yahut bazı davaların Demokles Kılıcı gibi tepede sallandırılması toplum için olağanlaştıkça, bu yöntemin iktidarda alışkanlık yaptığını ifade eder. Siyaset; iktidardaki siyaset demokratik sınırlar içinde imkanlarını kullanmaktan aciz hale geldikçe yargıyı silah olarak kullanmaya daha çok ihtilaç duyar. Yargı iktidarın “siyaset yapma aracı” olunca ve yapılan da yanına kar kalınca bugün yaşadığımız tablo atmosferi esir alır.
Farklı fikre tahammülsüzlük, kendinden olmayana tepki ve en nihayet kendisini seçmeyen millet iradesiyle hesaplaşma iklimine böyle ulaştık. “Söyletmen urun” geleneği bir dirildi, pir dirildi. Bir iddiayı dile getiren gazeteci de hedefte, sıradan vatandaş da, İmamoğlu gibi belediye başkanı da, Kılıçdaroğlu gibi siyasetçi de… Kayyumculuk da revaçta, beğenmediğini tutup hapse atmak da…
Böylelikle, yargıyı siyasetin aracı yapma aşaması da geçildi ve siyaseti yargı yoluyla yapma noktasına ulaşıldı. Siyasi bir iddia, bir eleştiri veya bir kritik yapan yahut bir bilgi aktaran, cevabını siyasetle değil yargı...