Aksine, Türkiye’nin adı o listede yazılıyken sanki böyle bir şey yokmuş gibi yabancı sermayeye yatırım çağrısı yapmaya devam ettiler. Türkiye’ye borçlanmada ağır maliyet yükleyen CDS puanı artarken bile, buna karşı önlem almak için parmak kımıldatmadılar. Sadece iktidar adamları değil, muhalefet de bu vahim duruma değinme ihtiyacı hissetmedi. Arada “çok önemli… tarihi!” bir seçim yaşandı ama kampanya döneminde gri listenin esamesi okunmadı.
Gri liste olayı kamuoyuna yansıtılmamasında gösterilen ustalıklı özen, medyanın aczi ve muhalefetin zayıf ilgisiyle bir bütün olarak; iletişim çağında mutlak iletişimsizliğin örneğidir.
Hiç gündemden düşmemesi gereken bir olay gündem dahi olmadan kayıplara karıştı. Ta ki, ağır ekonomik krizden çıkışın tek yolu olan yabancı sermaye ve yabancı yatırım gerçeğiyle yüzleşen yeni ekonomi yönetiminin listeyle yüzleşme zaruretine kadar. Şimdi, Şimşek o defteri açıyor ve yabancı sermaye hatırına da olsa Türkiye’yi kara para aklama ayıbıyla...