Bazen, sun’i olarak tanımladığımız konular gündemin ortasına gelip bütün ülkeyi meşgul ediyor. İştahla, heyecanla tartışılıyor. Ama, bir zamanla işe yarayan sun’i gündemler -artık- ana konuları uzaklaştırmaya yetmiyor. Türkiye gibi ağır ekonomik kriz, ağır hukuki kriz ve ağır dış politika krizleri ile bir dizi irili ufaklı kriz yaşan ülkede gündem hakimiyeti -artık- pek işe yaramıyor. Kim ne anlatırsa anlatsın, herşeyden önce ve acil hayat pahalığı var. Hayatın pahalı olmasına yol açan yanlış politikalarla ülkeyi fakirleştirip en küçük dalgalanmaya karşı savunmasız bırakan iktidar var. Birbirinin sebebi bu iki gerçek ortadayken sosyal medya kapatılıp açılsa ne olur, muhalif belediyelerin prim borcu ödenmemiş olsa ne farkeder? Gerçek ve sorumlusu ortada duruyor.
Talihsizlik şu ki, bütün dertlerin çözümü vaadiyle kabul ettirilen Başkanlık Sistemi dert üreten bir mekanizmaya dönüştü. Hem Başbakan hem de Başkan olarak tecrübe ettiğimiz Erdoğan/Ak Parti performansları bunu açıkça gösteriyor. Bütün yetkilerin tek elde toplandığı ve ismiyle müsemma Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelinde enflasyon, kur, faiz, ücret gibi temel göstergeler, tehlikeli düzeyde olumsuz...