Mustafa Karaalioğlu
Mustafa Karaalioğlu Karar Gazetesi

Güzelliğin adıdır ve bir büyücüdür şiir

21 Mart Dünya Şiir Günü... Şiir eski çağlardan bu yana egemenlere, diktatörlere karşı insanların yüreğinde hep bir ışık olmuş ve onlara direnme gücü vermiştir. Ama şiir aynı zamanda...

19 Mart 2017 | 242 okunma

21 Mart Dünya Şiir Günü... Şiir eski çağlardan bu yana egemenlere, diktatörlere karşı insanların yüreğinde hep bir ışık olmuş ve onlara direnme gücü vermiştir. Ama şiir aynı zamanda güzelliğin adıdır ve o ‘bir büyücüdür...’

Bu yıl Dünya Şiir Günü’nün bildirisini şair Egemen Berköz yazmış.

‘Şiir Doğruyu Söyler’ başlıklı bildiride özetle deniyor ki:

“Günümüzde insanlık sömürgeci kapitalizmin elinde usunu yitirmiş görünüyor.

Alevler arasında kalmış bir akrep gibi kendini sokup öldürmek üzere.

Üstünde yaşadığımız gezegenin tüm varlıkları, varsıllıkları yağmalanıyor.

Doğanın dengesi bozuluyor doymayan mideleri doyurmak için.

İnsanlar açlıktan ölüyor yoksul ülkelerde, halklar aldatılıyor, birbirine düşürülüyor.

Ve yalan bulutları yayılıyor milyarlar olan biteni görmesin, anlamasın diye.

İşte, bu karabasan ortamında tek umut şiirdedir.

Bir büyücüdür şiir.

Çirkinliklere, kötülüklere karşı direnme gücü verir.

Bir bilicidir şiir.

İnsanlara gerçeği gösterir.

Şiir doğruyu söyler.

Yalan bulutları arasından bir ışık parlıyorsa,

Bilinsin ki o şiirdir.”

***

Yaşadığımız bunca acıya ve çaresizliğe rağmen, hala sığınabileceğimiz tek limanın şiir olması büyük bir imkan... İşte bu yüzden, bugün medeniyetimizin şiir bahçesinde küçük bir gezintiye çıkmak belki de hepimize iyi gelir...

Bilindiği gibi güzellik kavramı bizim medeniyetimizin şiirinde önemli bir yer tutar. Edebiyat araştırmacıları, divan şiirindeki güzellik kavramı ile Kant estetiğindeki güzellik kavramı arasında bir paralellik olduğuna işaret ederler. Kant güzeli, “Çıkarsız ve hiçbir yarar gözetmeksizin hoşa giden, kavramsız olarak zorunlu bir haz almanın konusu olan şey” olarak tanımlar.

İslâm filozoflarından İbn Miskeveyh’e göre gerçek yetkinlik ve mutlak haz, herkesin ebedi olarak iştiyâk duyduğu varlık, kendi kendinin maşûku olan Allah’tır.

İbn Sina ise hazzı nefs kavramıyla birlikte değerlendirir. Ona göre insanın yetkinleşerek bir üst mertebeye ulaşabilmesi için bir alt mertebeyi geçmesi gerekir. Kişi mertebeleri aştıkça ve kemale erdikçe haz duygusu artar. Kısacası İbn Sina aklın akledilenleri algılamasıyla sonsuz hazza ulaşılacağını savunur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sırrı 05 Mayıs 2025 | 457 Okunma Gücü gücü yetene, siyaset de siyasetsizliğe karşı… 03 Mayıs 2025 | 158 Okunma Çözüm süreci Erdoğan’dan bir hamle bekliyor 01 Mayıs 2025 | 378 Okunma Al depremdeki halimizi vur diğer hallerimize... 28 Nisan 2025 | 228 Okunma Depreme karşı çaresizliğimizin sorumlusu kim? 26 Nisan 2025 | 139 Okunma