Seçim bitti ama hâlâ sandıklar açılmaya devam ediyor gibi bir atmosfer var. Seçim sonrası siyasal tablodan yeni sandık haberleri geliyor ve iktidar muhalefetle arasındaki mesafeyi daha da artırıyor. Muhalefetin tümden boş bıraktığı alan iktidar siyasal ve psikolojik üstünlüğünü o kadar hızlı geliştiriyor ki 52’ye 48 bile anlamını yitirdi, yitirecek. Aşırı zamlarla erkenden eksiltmeye başladığı prestijini, siyasetteki tek kale maça dönüşen rekabetsizlikle kolaylıkla telafi ediyor. Çünkü, rakiplerindeki belirsizlik ve belirsizliğe bağlı vakit israfı, iktidarın iyi başlangıç yapamamış olmasının ikinci plana itiyor. Bugün yapamadıysa yarın yapar, olmadı ertesi gün; nasıl olsa denemek için bol vakti olacak!
Muhalefet olmazsa veya yetersiz kalırsa veya ne yapacağını bilemez haldeyse esasen siyaset de yok demektir. Tek başına iktidarların yaptığı işler siyasetin varlığını garanti etmez. Siyasi muhalefet yoksa, iktidarların yapıp ettikleri de en nihayet icraat olarak kalır, siyaset etiketi taşımaz. Bugün fiilen yaşadığımız tablo gibi... Muhalif partiler takımının prestij ve karizması azaldı; topluma yeniden aynı takımla yola çıkıp bir seçim daha yollara düşecek enerjiyi...