Halep trajedisinin insanlık ayıpları listesindeki yürek sızlatan yeri veya bütün İslam dünyasında asla unutulmayacak bir ayıp olması kadar gösterdiği nedir biliyor musunuz? Demek ki bu çağda, iletişimin bu kadar güçlü olduğu bir devirde böylesine bir vahşet, böylesine ardı arkası kesilmeyen bir katliam zinciri görmezden gelinebiliyormuş. Demek ki ülkeler, toplumlar görmek istedikleri vakalara gözlerini açıyor, görmek istemediklerine ise gözlerini kolaylıkla kapatabiliyormuş.
Halep, İslam dünyasının yüzünde öylesine bir kara leke ki, itiraf edelim bu talihsiz şehirle Avrupa’nın ilgilendiği kadar bile ilgilenmedik. Birçok ülke kendini parçalarken biz görmezden, duymazdan geldik. Durum tam anlamıyla budur işte. Başka izaha lüzum yok…
Biri diğerinden kanlı iki adam; Putin ve Esad, dünyanın şaşkın bakışları ve İslam dünyasının umursamazlığı altında Halep’i bombalarla yıktılar, insanlarını açlığa mahkum edip öldürdüler. Şimdi de son kalanları kılıçtan geçiriyorlar! Evet, teslim olan şehrin sokaklarına, evlerine barbarları göndererek sadece ilkçağlarda görülebilecek vahşeti 21. yüzyılın ilk çeyreğine sığdırmak için acımasızca saldırıyorlar.