Ekonominin içinde bulunduğu krize ilişkin; bazıları gerçeği inkar eden bazıları da gerçeğin bütün kırıntılarını dahi göze sokan bir uçtan bir uca analizler dinliyoruz. Hepsi hiç şüphesiz çok değerli ve özellikle bilgi ve rakamlara güvenin azaldığı ortamda gereklidir de. Kaldı ki bir ülkede herkesin üzerinde istediği gibi serbestçe konuşabileceği alanların başında ekonomi gelir. Zenginin, fakirin, vasıflı olanın, olmayanın ortak ilgi alanı gelirini artırmak ve korumak olduğu için konuşmaktan men edilemeyecek konu budur. Aslında ekonominin hangi şartlarda iyi olduğunu ve olabileceğini, hangi şartlarda ise ne kadar kendinizle övünürseniz övünün kötü olduğunu ve olabileceğini salim kafayla düşünen herkes bilir. Rakamlar sıralandığında hemen karmaşıklaştırılabilen bir alandır ama gerçekle yüzleşmek de o kadar kolaydır. Çarşıya pazara, markete, bankaya gittiğinizde bütün o noktalı virgüllü rakamlar birden sadeleşir ve ekonomi iyi mi kötü mü kolaylıkla anlarsınız. İşler yolunda gidiyorsa ekonomi sokakta konuşulmaz, tersi durumda ise bugün olduğu gibi başka bir şeyden bahsedilmez. Mesele bu kadar basittir. Dolayısıyla gerçeği inkârın faydası yoktur.