Gerçekten kapıları dünyaya kapatıp kendi halimizde mutlu
yaşamayı düşünüyor ve istiyor muyuz? Yoksa asıl niyetimiz hem
dünyanın işimize karışmaması, hem de o dünyanın nimetlerini
tüketmeye devam etmek mi?
Bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın irili ufaklı bütün krizlerde
farklı cümlelerle dile getirdiği bu coşturucu fikrin irdelenmeye
ihtiyacı var. Türkiye gibi, uluslararası sistemle her açıdan
bağlantılı, çok açıdan bağımlı ve hepsinden önemlisi de birkaç yüz
senedir bazen “Garp/Batı” bazen de “muasır medeniyet seviyesi”
tabiriyle dünyayla ilişki kurmaya hevesli bir ülkeden söz
ediyoruz