Muhasebe yapmak için illa da bayram veya sene başını beklemek gerekmez ama takvim yaprakları böyle zamanlarda insanı biraz daha zorlar. “Bir bayrama daha…” veya “Bir yıla daha. . . ” girerken, “Nasıl giriyoruz?” sorusu zihinleri kurcalar. En azından yazar tayfası için olmazsa olmaz bir mesuliyetmiş gibi kendini gösterir. Bayramlar aynı coğrafyanın siyasi ve ahlaki muhasebe kayıtları için sarsıcı hatırlatma günleridir. Hatırlama ve yüzleşme cesareti onlara elbette… Ortada, her yıl daha mutsuz, adaletsiz, kan ve gözyaşına mahkum olan bir dünyanın resmi vardır. İslam dünyasının küresel çaresizliği de kendi içindeki sınırsız adaletsizliği de o resimdedir. Ne yazık ki mesele sadece her bayramda biraz daha geri gitmek kadar, geri gidiş böylesine dramatik devam ederken hamasetin yükselmesidir.