Her gün biri ekleniyor ve an itibariyle Ekrem İmamoğlu hakkında devam eden ve yeni açılan davaların sayısı altıya ulaştı. Her dosyanın özenle seçilmiş tek bir hedefi var; İmamoğlu’nu siyasi yasak yoluyla aday yapmamak. Bu maksat hiç de gizli saklı değil. Nihai hedef, cumhurbaşkanlığı seçiminde İBB Başkanı’nı Erdoğan’ın karşısına çıkartmamaktır. Dolayısıyla, iddiaların ciddiyeti, mahiyeti veya suç teşkil edip etmediğinin önemi bulunmuyor. İstanbul Belediye Başkanı’nın siyaset dışına atmak, hatta hapse göndermek ve hatta -ortada inandırıcı bir hukuki iddia da olmadığı için- O’nun bütün hayatını algı yoluyla yerle bir etmek gibi son derece sert bir maksat gözetiliyor.
Hukukun değil siyasetin üstünlüğü sahne alıyor…
Yakında, ‘İmamoğlu’nun çocukluğunda bir grup arkadaşıyla komşu evlerin zillerine basıp kaçmak suretiyle, halkı kin nefret düşmanlığa, vs’ davasını da duyarız. Hem örgütlü suç, hem de örgüt lideri Ekrem… Diploma davasından daha elverişli bir dosya. En azından suç sabit. Kim küçükken komşu ziline basıp kaçmadığını iddia edebilir!
Bir demokrasinin en acıklı hali, olup bitenlerin işte...