Çocukluğumuzda yediklerimiz içtiklerimizle ilgili inanılmaz şeyler duyardık, çoğu da doğru çıkardı. Dönemin en sansasyonel haberleri, kaşar peynirine patates koyuyorlar, zeytinyağına başka yağ karıştırıyorlar gibi şeylerdi. Çok farklı şekli vardı ama yiyecek içecekte hilenin sembolü kaşara karışan patatesti. Patatesli kaşar, yoksulluğun, enflasyonun, pahalı hayatın, düşük gelirin, sahipsiz piyasanın ve çürümüş değerlerin sembolüydü.
O kadar on sene geçti, şimdi yine aynı işler peydah oldu. Süt pahalanınca bazı üreticiler kaşara patates püresi koymaya başlamış. Denetimler sıkılaştırılmış, vatandaşa hileli kaşar yedirmeye kalkanlara aman verilmeyecekmiş.
Şimdi söze, “Bir ülkede kaşar peynirine patates püresi koyuluyorsa….” diye başlamak gerekiyor. Kendini bu kadar önemseyen, dosta güven düşmana korku salan, yeri gelince dünyaya nizamat veren, dış güçlerin yoluna taş koymak için seferber olduğu bir ülkenin bakkalında, marketinde satılan kaşarda patates, kırmızı biberde kiremit tozu olur mu Allah aşkına? Patatesli yıllar eskide kaldı sanılırken, hiç yakıştı mı?
Yeni seneye zam kampanyasıyla girilmişken kaşarın, biberin...