Konuşulanlara, yazılanlara, jestlere, mimiklere bakıyorum, hal ve gidişin hayırhah olmadığını görüyorum. Bütün canı sıkkın laikleri, muhalif Kemalistleri, CHP ve havalisini önce bir daireye alıp, ardından da “Gelin, gelin de Gezi’de yarım kalan şu hesabı kapatalım” havasını teneffüs ediyorum. Yeniden Gezi Parkı’na Topçu Kışlası projesinin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ilanı, Cihangir’deki “içki-oruç-dayak” sembollü vak’a var ama bunlardan daha coşkulusu yazılanlar, çizilenler. Sınır tanımaz bir özgüven, kural tanımaz bir “Siz de kim oluyorsunuz” tafrası ve bitmek tükenmek bilmez kraldan çok kralcılık, Müslümandan çok Müslümancılık ve halktan çok halkçılık…
***
Tamam… Biz bu Taksim’e, Gezi Parkı’nın ortasına istediğimiz kadar büyük istediğimiz kadar gösterişli, istediğimiz kadar hızlı kışla yaparız. Bir seneye kalmaz o binayı parka dikeriz. İtiraz edenler olur, direnenler olur, eylem yapan, protesto eden “hain”ler de çok olur, ama vız gelir tırıs gider... Güçleri o projeyi engellemeye yetmez. Konuşurlar konuşurlar, susarlar, medyada da eskisi kadar yer bulamazlar. Münakaşa olsa farketmez, en nihayet iki seneye kalmaz mevzu da kapanıp gider.