Halep’in muhaliflerin eline geçmesiyle birlikte sadece Esad rejiminde değil bütün dünyada şaşkınlık yaşandı. Evet, hala ülkesinde bütün kontrolü sağlamış değildi ama Rusya, İran/Hizbulah desteğiyle savaşı kazanmış görünüyordu. Avantajı ele geçirmişti ve malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı talepleri ve Rusya’nın baskısına rağmen Esad, Türkiye ile masaya oturmaya bile “tenezzül” etmiyordu. Görüntüsü böyle olan bir rejimin, sadece birkaç gün içinde şehirlerini art arda HTŞ’ye hatta PYD/YPG’ye kaybetmesi nasıl mümkün oldu?
Soru önemli çünkü Suriye ile yakından ilgilenen Türkiye’de bile Esad’ın gücü veya güçsüzlüğü konusunda Halep operasyonu öncesine kadar tek bir yorum çıkmadı. Gelece Partisi Lideri, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda birçok konuda ilginç şeyler söyledi. Birisi de bu soruyla ilgiliydi. Şöyle diyor:
“Türkiye Esad’la görüşmek istediği zaman birşeyi hatırlatmıştım. Çıkarlarımız gerektiriyorsa Esad’la görüşülebilir ama bilin ki Esad ülkenin ancak yüzde 20-30’unda kontrol sahibi, diğer yerlerde fiili durumlar var ve bu fiili durumlar patladığı zaman Esad’ın ayakta kalması çok zor… Esad’ın...