Çoğunun bir parçası olduğumuz bölgesel sorunlar başta olmak üzere dünyada çözüm bekleyen geniş bir problemler havuzu bulunuyor. Suriye, Irak, Filistin, Libya, Yemen ve adları gündeme gelmeyen Afrika ülkelerinde çatışmalar yaşanıyor. Türkiye-İran-Irak-Suriye sınır bölgelerinde dünyanın en büyük terör örgütü PKK’nın hakimiyet alanı giderek genişliyor. ABD yönetimi Suudi Arabistan’ın yeni ve keskin tercihlerine destek vererek Katar’ı da içine alan yeni bir gerilim hattını üretmeye başlıyor. İran, bölgede işleri yolunda gitse de her durumda risk taşıyor… Türkiye ise zaten, sadece YPG problemini hem ABD’ye hem de Rusya anlatamadığı için gergin ve tatsız durumda. Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan edilmesi ise, bir yanıyla İslam dünyasını aşağılayan, diğer yanıyla da gerilimin devamlılığını garanti eden yeni bir problem olarak büyüyor. *** Bölgenin ortak sorunlarıyla ilgilenme sorumluluğu taşıyan bütün ülkeler özel problemlerle boğuşuyor. Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Mısır bu gruba giren önde gelen ülkeler. Herbirinin sınırlı diplomatik potansiyeli ve bazılarının öncelikleri Suriye veya Kudüs gibi sorunlardaki ağırlıklarını kaçınılmaz olarak azaltıyor. Nitekim, 20 yıldır sümenaltında bekleyen Kudüs’ün ABD tarafından başkent ilan edilmesi kararı için de böyle bir konjonktürün gözetildiği anlaşılıyor.