Son çeyrek yüzyılı hatta II. Dünya Savaşı sonrası dönemi hesaba katarsak dünyanın en makul ve mantıklı zamanlarından geçtiğimiz söylenemez. Demokratik ve hukuki değerlerin, insan haklarının, sivil toplum veya çevre gibi kavramların daha çok değer gördüğü ve yükseldiği zamanlar olmuştu. Bu değerlerin birer kriter olarak ülkeleri etkileyen, bağlayan, denetleyen unsurlar olarak bugüne kıyasla daha güçlü olduğu zamanlar vardı. Bu tersine rüzgâr tarihin içinde bulunduğumuz dönemini sadece demokratik olmayan rejimlerde değil klasik demokrasilerde de çekilmez hale getiriyor. Yakın zamana kadar birer yönetim standardı olan, ahlaki ve hukuki norm haline gelen çoğu yasalarda yazılmamış olan kurallar şimdi ayak altına alınabiliyor. Bu seviyesiz, kalitesiz, lümpen rüzgârın esmesinde ABD Başkanı Trump’un etkisi büyüktür. Çünkü bilindiği gibi ABD’nin öteden beri moda belirleme gücü bulunmaktadır. ABD’nin seviyeyi aşağılara çektiği dünyada Filipinler Başkanı gibi küfürbaz liderler de, İsrail Başbakanı gibi ayrımcı yasaları art arda üreten liderler de olabiliyor. Küresel etki ve trend böyle bir şey… Bugün, ABD de, Filipinler de, Macaristan da, Venezuella da, İsrail de bütün ortak değerler açısından geriye gitmektedir.