Neredeyse Cumhuriyet tarihi boyunca hüküm süren problemimiz birbirimizi anlamamaktır dersek yanlış da olmaz abartı da. Elbette büyük problemlerimiz var, ama içlerinde her zaman dirençli kalanı empati eksikliği oldu. Bir kesimin diğer kesim ya da kesimlerin duygu dünyasına nüfuz edememesi, etmek istemesi; onların umudunu, endişesini veya dünya görüşünü ıskalaması en büyük sosyal ve politik meselemiz oldu, olmaya devam ediyor. Siyasal yönü çok önemli zira, bu sayede iktidarı ele geçiren elitler, iktidar destekçileri ve iktidardan istifadede avantajlı olan geniş kitleler, kendisi gibi olmayana öteki muamelesi yapmayı iktidarın devamı için zaruret; hatta hak olarak görmektedirler. Sermayede, bürokraside ve siyasette mesele bir paylaşım mücadelesi olarak görüldüğü için ve bu mücadele de malum hiç bitmediği için iktidar gücünün her defasında bu mücadeleye vasıta kılınması doğal bir seyir halini almaktadır.
Bugün izlenen yol bundan farklı değildir. Cumhuriyetin yüzüncü yıla geldik ve bütün problemin problemi olan meselede arpa boyu yol alamadık. Parlamenter sistemde bir tür dengeleme olarak başlayan ve başkanlık sisteminde ise derinleşen bu girişim şimdi seçim havası...