Türkiye’nin içeride ve dışarıda sıradışı; yani normalin üstünde sayıda sıkıntı yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Dış politikada işler yolunda gitmediği gibi her an yeni sürprizlerle karşılaşma ihtimali azalmıyor. İçeride ise, başta 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının hesabının görülmesi ve buna bağlı olarak kamu idaresinin yeniden yapılandırılması gibi ağır bir mesaiden geçiyoruz. Bu kadar çok işi olan ve darbe tehdidini yakın bir dönemde atlatmış olan bir ülkenin sıradışı gündemi olması tabiidir. Kaldı ki sadece içerideki FETÖ ile mücadele ediliyor ve daha yurtdışına kaçmış ya da oralarda uzun süredir örgütlü bulunan kısmıyla yüzleşilebilmiş değil. *** Davaların tamamı bittiğinde bile Türkiye’nin dışarıda devam etmekte olan bir FETÖ sorunu ve dolayısıyla gündemi olmaya devam edecektir. Bu elbette önemli bir sorundur. Ancak, beraberinde Türkiye’nin ABD ve Avrupa’yla ilişkilerinde ciddi boyutlara varan bir sempati eksikliği problemi vardır. Malumu ilana gerek yok, ABD’den AB’ye ve NATO’ya kadar ciddi bütün adreslerle problem yaşanmayan merkez yoktur. Bazı ilişkilerde “kopmak, ayrılmak, kapıyı çarpıp çıkmak” gibi ifadeler gündelik kullanıma girmiştir.