Bütün branşlar içinde en problemli alanın eğitim olduğuna dair şüphesi olmayan var mı? Bizatihi bu konuda en büyük sorumluluk sahipleri bile bu hakikati dile getiriyor. Eğitimde bir türlü istenen seviye yakalanamadı, sistem oturtulamadı ve tabiatıyla kalite temin edilemedi.
Malum, üç yılda bir yapılan ve OECD üyesi ülkelerin eğitim kalitesini ölçen PISA testinin sonuçları Türkiye için hiç iyi şeyler söylemiyor. Ama bunu anlamak için PISA’yı beklemeye de gerek yoktur. Eğitim sistemimizin çıplak gözle bile görülebilecek birçok meselesi vardır. O meseleler de kalitesiz bir eğitimi ortaya çıkarıyor; çocuklarımız, gençlerimiz çağın ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeyi yakalayamıyor.
Milli Eğitimi Bakanlığı şimdi yeni bir müfredat üzerinde çalışmaya başladı. Çalışmalara katılım için halka çağrı yapıldı ve Bakanlık, internet sitesi üzerinden talep ve teklif alıyor.
Yine de kamuoyuna yansıyan, Bakanlığın kitaplardan neyi çıkarıp neyi ilave ettiği oldu. Atatürk azaltılıyor, İnönü çıkartılıyor gibi haberleri görüyorsunuz. Evrim teorisi de artık anlatılmayacakmış vs. Haberlerin ne kadarı doğru ve madem halkın talepleri alınıyor neden bu kararlar baştan verildi bilemiyoruz. Ama bütün bu tartışmalar eğitim sisteminin ve sistemin kalbi olan müfredatın en olmaması gereken noktaya; ideolojik alana çekilmekte olduğunu gösteriyor.