Türkiye ağır bir ekonomik krizden geçerken, bu kriz salgın ve savaştan önce başlamışken ve kötü kararlar nedeniyle problemler daha da derinleşmişken, böyle bir problem yokmuş gibi siyasi dedikoduları konuşmak ne büyük saadet… İktidar için de ne büyük bir imtiyaz… Her şeyi bırakıp sadece sebzenin, meyvenin, etin, sütün fiyatını anlatmak gerekirken bu önemli meseleyi bahislerden bir bahse indirgemek ne büyük bir propaganda başarısı… Bu dikkat, disiplin ve hassasiyet; enflasyonla, kurla ve işsizlikle mücadelede gösterilebilse şaka değil gerçekten dünyaya örnek olurduk.
İşlerin belirli kalemlerde kötü gitmesi bir yana, kötü gidişi makyajlamak için başta kur korumalı mevduata ayrılan ve ayrılacak hazine kaynağı olmak üzere biraz da çaresizlik eseri tedbirlerin bütçeye eklediği maliyet bile tek başına her şeyden çok konuşulmayı hak ediyor. Bunun yerine toplumu, muhalefetin adayı kim olacak, şimdiye kadar niye açıklanmadı, açıklansa kavga çıkar mı, yoksa şimdi de kavga mı var, altılı ittifak çöktü mü sorularıyla meşgul etmek ne büyük maharet…
Yüksek enflasyon için patates soğan stokçuları ve market lobisi hayaleti yaratıp, fiyat artışının akaryakıttan elektriğe...