İktidarın sadece seçim sürecinde değil, sair zamanlarda da gerilimi elden bırakmadığı sır değil. Karşıtlık üzerine siyasetten bir türlü vazgeçmeyen, bundan fayda gördüğüne inanan ve safları mutlaka bir ötekine karşı sıklaştıran değişmez bir tarzla yıllar geçiyor. Muhalefetin ya da iktidar cephesinde olmayanların, akla gelen ve hatta bazen akla hayale gelmeyen sıfatlar yaftalanması vakayı adiyeden oldu artık. Cumhur ittifakı sözcüleri, herhangi bir bahisle “Hain, işbirlikçi, mandacı, mankurt, terör yandaşı” dediğinde sadece siyasi rakiplerini kastettiklerini biliyoruz. Çünkü, muhalifler hain olarak damgalanmadıkça iktidarın yerli ve milli olduğu anlaşılmıyor. İlla karşıtlık, illa kesin bir çizgi ve illa durumun anlaşılması için en ağır sıfatları kullanmak gerekiyor. Dozu düşük itham, suçlama ve yaftalama hafif kalıyor. İktidar dışında kalan muhalefet dahil bütün unsurların normal olduğu kanaati uyanmasın diye doz sürekli yükseliyor.
Böyle bir siyasetin öncelikli mesajı kendi tabanınadır. Önce, aklı karışık, kararsız hale gelen veya iktidar dışındaki partilere kulak kabartanlara mesaj. Hainlerle, işbirlikçilerle yan yana durmamaları için onlara kesin ve...