Kartal’da çöken binanın altında hayatlarını kaybedenlere Allah rahmet etsin, geride kalanlara da sabır versin. Aslında bu derin ve önemli meselede hepimiz geride kalanız hepimizin de sabra ihtiyacı var. Ama daha çok sorumluluğumuzu hatırlamaya ve gereğini yapmaya...
Malum, Türkiye deprem kuşağında risk taşıyan bir ülkedir. Genel olarak Marmara ve bilhassa İstanbul ise bu riskin en ziyade tahmin edildiği yerlerdir. 17 Ağustos 1999 depremi de meselenin büyüklüğünü ve önemini hepimize en acı yüzüyle göstermişti. Büyük kayıplar verdiğimiz ve büyük çaresizlik yaşadığımız bu felaketten sonra deprem gündeme geldi. Sayısız yerli ve yabancı bilimsel araştırma yayınlandı, yüzlerce, binlerce toplantı yapıldı. Bazıları belediye bünyesinde, bazıları üniversitelerde ve bazıları da sivil toplum örgütleri etrafında birçok kurul oluşturuldu. Ulusal deprem komisyonları kuruldu ve strateji planları hazırlandı.
Netice?