Bir kez daha görüldü ki uluslararası sistem kafasına koyduğu yolda yürüyüp gidiyor. Londra’daki NATO zirvesi de bu yürüyüşün gücünü gösterdi. Sovyetler Birliği’nin yıkılışından itibaren bitmeyen ittifakın geleceğine ilişkin tartışmalar bir kez daha tekrarlandı tekrarlanmasına ama kimsenin NATO’dan daha iyi bir seçeneği olmayınca bir yere de varamadı. Koltuğa oturduğu günden beri NATO’ya söylemediğini bırakmayan ABD Başkanı Trump bile, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “beyin ölümü” şoku karşısında birden NATO’cu olup çıktı. Macron da maksadının aslında ittifakı güçlendirmek olduğunu söyleyince eski tas eski hamam düzeni paçayı kurtardı. O kadar ki krizler zirvesi beklentisine rağmen Baltık ve Polonya savunma planı kolaylıkla kabul edildi. Böylelikle Türkiye’nin plana karşı YPG’nin terör örgütü olarak kabul edilmesi gerekçesiyle koyduğu vetoyu sessiz sedasız kaldırdığını da öğrendik. Yakın tarihin gösterdiği gibi bu işler hep böyle olur. Şimdi de böyle oldu, gelecekte de olacak budur. NATO kafasına koyduğunu bir şekilde yapıyor, görüntüyü kurtarıyor.