En yakıcı dış politika hamlelerinden ekonomideki kararlara kadar, bütün tercihlerin başarısı veya başarısızlığı imkan ve fırsatların sınırından ibarettir. Gücü ve imkanı olan oyunun kurallarını zorlayabilir. Yahut da oyundan memnun olmayan güç kullanmak yoluyla kuralı değiştirebilir. Sanılanın aksine sadece büyük devletler değil, orta halli veya küçük devletler de bu yolu deneyebilir. Aradaki fark, büyükler işler ters gitse de kaybetmezken, küçükler için kazanmanın tek yol herşeyin yolunda gitmesidir. Sözgelimi Rusya, uzun süren pasif dış politika döneminin ardından agresif yöntemlere geri döndü ve Gürcistan ve Kırım’da istediğini aldı. Suriye’de ABD’nin açtığı alanı sonuna kadar değerlendirerek bu çağda kimsenin hayal edemeyeceği rahatlıkla uydu devlet sahibi olmayı başardı. Büyük devlet olmanın avantajları kurallara bağlı kalmaksızın Rusya’nın önünü açıyor. ABD ve AB yaptırımlarına muhatap oldular ama doğal zenginlikleri bu problemi en azar hasarla aşmaya yetti. Ki, zaten bunu hesap ederek yola çıktıklarına şüphe yok… Muhataplarının nereye kadar ilerleyeceğini hesap ettiler ve üstesinden gelebileceklerini gördüler.