Seçimin sadece seçimden ibaret olmadığını; neticenin, seçimi kazanan taraf için geride kalan beş yıllık döneme dair eleştirilen, itiraz edilen, kampanyalara konu olan ne varsa hepsinin ibrası için bir referans anlamı taşıdığını gözden kaçırmayalım. Sağlıklı işleyen bir demokraside seçim, yönetme yetkisinin tayinidir ve ortadaki yanlışları seçim sonuçları nedeniyle yanlış olmaktan çıkarmaz ama tecrübeyle sabit ki iktidar için her seçime yüklenen anlam bunun ötesine geçmişti, yine geçecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan için seçim sadece yönetme yetkisinin tekraren alınması değil, geride kalan bir dizi vakanın en doğrusunun bizatihi kendisi tarafından yapıldığının ispatıdır. Bu yaklaşım, “Yaptıklarım yanlış olsa millet onay vermezdi” gibi bir mantığa dayanır.
Kazanan kuralı koyuyor…
Mesela, döviz kurunu tutabilmek adına Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar rezervini harcamakla başlayan ve zaman içinde miktarı iki katına çıkan işlem böyle sayılır. Yanlış mı değil mi, buna millet sandıkta karar vermiştir. Ya da deprem politikalarına… Veya dış politikada tavır değişikliklerine vs... Erdoğan’ın milli irade yorumu pratikte, sadece cumhurbaşkanı...