Bazı davalar sadece yargının alanıyla sınırlı değildir. Bazı mahkemeler sadece davalıyla davacı arasında görülmüyor. Bazı kararlar da sadece bir kişinin kaderiyle ilgili olmuyor. Türkiye’yi, ABD’yi ve bir parça da dünyayı meşgul eden Rahip Brunson davası bu kriterlerin hepsini birden karşılayan siyasi ve diplomatik bir mesele olmayı başardı. Böylelikle yakın dönemin en sansasyonel davası olarak kayıtlara geçti. Böyle olacağı daha ilk günden belliydi şüphesiz. Ama bu kadar olacağı tahmin ediliyor muydu? Herhalde edilemediği için Türkiye adına olabilecek en tatsız şekilde neticelendi. Rahip bir ceza aldı fakat mahkemenin akşamında ülkesine uçtuğu için istediğini elde etmiş olarak Türkiye’den ayrıldı. Neticenin lehimize olmadığını görmek için hem dünyanın hem de ülkesindeki muhalif kesimlerin bir numaralı nefret objesi olan ABD Başkanı Trmup’ın bile Brunson’u kurtaran adama olarak sempati kazanmasına bakmak yeterlidir. Bir insan hakları vakasına dönüşen davada Trump’a karşı bile üstünlük sağlayamamak iyi birşey olmasa gerekir.