Siyasette iletişim, algı, propaganda hiç şüphesiz çok önemlidir. Böyle olması sadece bugünün süper iletişim imkanları dünyasının sunduğu bir imkan değildir, neredeyse bütün tarih boyunca böyledir. Siyasetçi ne yaptığı kadar, bunu nasıl anlattığı, topluma ne söylediğine de odaklıdır. İletişimin gücü ve önemi azalmaz, kıymeti eksilmez…
Ancak bu gerçek, Türkiye’de şu sıralar yaşadığımız gerçeküstü iletişim, algı üretme ve sınır tanımaz propanganda düzenini onaylamak anlamına da gelmez. Bir şey yapmak, icraat ve faaliyet üretmek yerine sadece algıya mesai ayıran bir düzene geçmiş bulunuyoruz ve hiç hayırlı bir tablo değildir. Son kar yağışından sonra izlediğimiz görüntüler, duyduğumuz sözler tam olarak bu anlayışın büyük bir sahnesiydi. Soruna eğilmek yerine sadece İstanbul belediyesinin başarısızlığını anlatma gayreti sergilendi. İleri düzeyde bir koordinasyonsuzluk hatta koordinasyonu reddeden bir yönetim anlayışı gördük. Şehrin kar afetiyle boğuştuğu sırada oldu bunlar. Daha önce de olmuştu ve belli ki şimdiden sonra da olacak. Çünkü artık mesele bir şey yapmak...