Seçime kadar yaşanan süreç, hatta birbirine eklenen bütün süreçler tabiatı gereği beraberinde ağır bir siyasi atmosfer üretti. Bunun tek sebebi sadece Türkiye gibi siyasete eğilimli bir toplumda yaşıyor olmamız değildir. Evet, sıradan zamanlarda bile siyaset konuşmak ve siyasi liderleri kritik etmek bir alışkanlıktır. Bilhassa ülkenin temel sosyal meseleleri ve kimlik problemleri aktif haldeyken insanların siyaset konuşmaları kadar tabii bir şey olamaz. Bütün meseleleri çözecek olan siyaset olduğuna göre başka da yöntem yoktur. Herhangi bir münakaşanın siyasetsiz olması beklenemez. Ancak Türkiye’nin son dönemdeki yaşamakta olduğu siyasetsiz konuşamama halinin geleneksel siyasete meylinin ötesinde bir sebebi daha var. O da bir sistem değişikliğine gidiliyor olması ve 24 Haziran’la bunun tamamlanmasıdır. MHP Lideri Bahçeli’nin Cumhuriyet tarihinin “üçüncü evre”si dediği ya da siyasi rakiplerin rejim değişikliği olarak tanımladığı güçlü bir değişim. Sadece devlet sistemi, kamu yönetimi düzeni ve merkezi siyaset pozisyonları değişmiyor, beraberinde siyasal partiler ve liderliklerinin ağırlığı da yeniden hesaplanıyor.