Bu saatten sonra zamanında olsa da seçim havası güçlü esmeye başladığı için, her günümüz kampanyanın parçası sayılır. Esasen başkanlık sisteminin ve bizatihi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık etme tabiatının gereği, geride kalan her gün de öyleydi. Seçime ve sandığa dokunmayan zaman hiç olmadı desek abartı sayılmaz. Sandığın, oy hesabının ve seçmen tercihinin düşünülmediği tek bir icraat olmamıştır. Bu yüzdendir ki herhangi bir temel meseleye el atılamamıştır. Çünkü temel meseleye girmek bir kesimi küstürmeyi göze almak ve zaten hassas olan oy dengesinde avantaj kaybetmek demektir. Erdoğan da alıştığı gibi daha çok seçmenin duygularına hitap eden, problemleri kaynağına inerek çözmek yerine yüzeyde kalmayı tercih etmiştir. Ciddi meseleleri de şöyle böyle 8-10 senedir gündeme getirmeyerek veya o türden problemlerin aslında problem olmadığı kanaatini yayarak yılları geçirmeyi başarmıştır. Şimdi bile ekonomi bu kadar can yakarken, iktidarın enflasyona, işsizliğe, yüksek faize ve önü alınamayan kura yaptığı muamele “Çok da büyütülecek işler değil…” kabilindendir.
Geçiştirmenin, problemler karşısında çaresiz kalmanın ve en nihayet temele...