Birçok büyük ekonomik problemin içinde şüphesiz ağırı faiz yükünün büyük payıdır. Kötü yönetilen ekonomiler enflasyon, dış açık ve belirsizliğin yanında faiz maliyeti üretir. Türkiye yıllarca -ki o yılların büyük çoğunluğu AK Parti iktidarındadır- faiz yükünü makul seviyelerde tutmayı başarmış bir ülke olmasına rağmen şimdi bunun çok uzağındadır. Bütçede giderek artan ve geçmiş yılların dört beş katına ulaşan faiz yükü oluşuyor, bankalar tarihi kârlarla bilanço kapatıyor ve en önemlisi de tarihte görülmemiş faiz/CDS oranlarıyla borçlanabiliyoruz. En büyük mesele ekonomi, ekonominin en büyük meselesi de enflasyona eşlik eden faizdir. Merkez Bankası’nın artık önemi kalmayan gösterge faizinin serbest düşürülmesi bu yüzden bir anlam ifade etmiyor. Çünkü ağır enflasyon ortamında gerçek faizi piyasa belirliyor. Öyle olduğu için de kağıt üzerinde faiz ne kadar düşürülürse düşürülsün, gerçekte o kadar artmaya devam ediyor. Bir yılda sadece iç borçların faiz yükü 1.5 trilyon liradan fazla arttı. Mevcut borç stokunun vadesine karar olan faiz yükü ise 3.1 trilyon liraya ulaştı.
Tablo böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz lobisi çökmeye başladı”...