Rusya’nın Afrin’de bir hamle yapması beklenmedik değildi ama kesinlikle dengeleri sarsacak düzeyde önemli bir karar oldu. Son sözü baştan söyleyelim… Bu hamleyle, Türkiye’nin Afrin, Menbiç ve Kuzey sınırı boyunca bütün Suriye’de tasarladığı YPG/PKK tehdidinden arınma politikası olumsuz etkilenecektir. Böylesine önemli bir girişimle karşı karşıya bulunuyoruz. Esad güçlerinin Afrin’e gireceği bilgisinin medyaya yansımasıyla birlikte yaşanan şaşkınlık da olayın önemini gösteriyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “eğer”li cümleler kurması ve Putin/Esad hamlesinin YPG’ye karşıysa olumlu, değilse de Türkiye’yi yolundan çeviremeyeceğini söylemesi bunun bir parçası. Rusya’nın Türkiye’yi YPG/PKK riskinden kurtarmak gibi bir fikre sahip olmadığını söylemeye gerek var mı? Özellikle de ABD ile yakınlaşma sinyalleri gelmeye başlamışken… Bilakis, ne kadar yakın ilişki olsa da Soçi sürecinde ortaklık yapılsa da YPG riskinin aktif halde bulunması işine gelecektir. *** Peki, Esad’ın Putin’den izinsiz olmayacağı aşikar bu kararı ne anlama geliyor ve nasıl sonuçlar doğurur? Öncelikli bu gelişmenin Türkiye ile ABD arasında yeniden toparlanma ihtimali beliren ilişkilere yönelik bir reaksiyon olduğuna şüphe yoktur. ABD Dışişleri Bakanı Ankara’da saatlerce süren uzun görüşmeler yaptı ve ardından Türkiye’nin Suriye tezleri ve kaygılarına müzahir planlar masaya koydu. ABD, Afrin harekatını desteklemekle kalmıyor ilaveten Menbiç’in YPG’den arındırılması için bir çalışma öneriyor. Yani.