Dış politikada seçenekleri konuşmak kadar keyif verici bir sahne yok gibi. Özellikle de son yıllarda… Dünyanın bize düşman olduğu temel verisi eşliğinde hemen her türlü senaryoyu kolaylıkla tasarlamak mümkün oluyor. “Gerekirse. . . ” diyerek başlayıp bir uçtan bir uca gitmişliğimiz çoktur. Halen de gidip gelen vardır. Bir sabah ABD’yi defterden silip Rusya bize yeter rahatlığıyla, ertesi sabah mecbur kalınca yeniden Amerika ile dost ve müttefik olmak bundandır. Veya bütün kötülüklerin kaynağı olarak ilan ettiğimiz İngiltere ile bir anda samimi olmak da bu sebeptendir. Liste uzar gider… Baksanıza Trump dün ne makbul bir adamdı, bugün ne oldu mesela… *** Avrupa Birliği’nden de şimdi, seçim sürecinde pek iyilikle bahseden kalmadı.