Dünya ile ilişkilerimizin hal ve gidişinin pek makbul olmadığı aşikardır. Birçok ülkeyle ve bir o kadar da müttefikle aramız bozuldu ve telafi edici bir politika da tatbik edemiyoruz. Kimileriyle ciddi çıkar çatışması, kimileriyle politik faktörler, kimileriyle karşılıklı gerilimin kaçınılmaz sonucu olarak aramız açılıyor. İçinde bulunduğumuz durumun birden çok sebebi vardır ama bizim bakmamız gereken tek sebep kötü ilişkilerde problemin ne kadarının bizden kaynaklandığıdır. *** Öte yandan, Türkiye’nin dünyadan vazgeçmek şöyle dursun herhangi bir ülkeyi kaybetmek lüksü olmadığını da biliyoruz. Sadece bizim ligimizde bulunan ülkeler için değil demokrasiyle idare edilen bütün ülkeler için, uluslararası finans ve diplomasi düzeniyle iyi ilişki sürdürmek kaçınılmazdır. ABD için de Fransa için de İngiltere için de Mısır için de Katar, Hindistan, Çin için de… Bilhassa Türkiye… Hem uluslararası ticaretten daha fazla pay almak zorunda olan hem de içerideki ve çevresindeki güvenlik problemleri nedeniyle ittifaka lüzum duyan bir ülke olarak her dostluk, refah ve güvenliğe tekabül etmektedir. İşlerin yolunda gittiği zamanlarda bazı ülkelerle özellikle güvenlik işbirliği konusunda tatminkar ilişkiler kuramamış olmamız bile bu kuralı değiştirmez. Her halükarda iyi diplomatik ilişki kötüsünden iyidir ve güven vericidir. Bu kanaati hükümet yetkilileri paylaşıyor olmalı ki, en sert açıklamaların ardından bile bu düzeni korumayı amaçlayan sözler duyuyoruz.