Siyasi, sosyal, diplomatik ve sosyo-psikolojik açıdan iyi zamanlardan geçmiyoruz. Şaşırma duygusunu yok edecek hacimde ve tempoda vakalar birbiri ardına geliyor, saygı sınırlarını zorlayan hamleler yaşanıyor. ABD’nin uygulamaya başladığı vize yasağı tatsızlık zincirinin son halkasıdır. Bugüne kadar olanları bir kenara koysak bile, ABD’nin Türk vatandaşlarına vize işlemi yasağı koyması başlı başına bir saygısızlıktır. Daha büyük bir saygısızlık Washington yönetimin, bizim için ne anlama geldiği belli olmasına rağmen Suriye’de YPG’le silah vermesiydi. Hem de ileri düzeyde, ağır silahlarla donatma boyutunda ve o kadar itiraza rağmen devam etmekte olan bir destekten söz ediyoruz. Belli ki artık Trump yönetimi askeri ve siyasi müttefiki olan Türkiye’ye saygısını kaybetmiş durumdadır. *** Saygı sınırlarını zorlayan bir karar da Cumhurbaşkanı’nın korumalarının yargılanması ve bazıları hakkında tutuklama kararı alınmış olmasıydı. Yani, vize kararına giden yolda o kadar vazo çatladı ki hangisi diğerinden daha tatsız, hangisi diğerine göre daha kabul edilemez, anlamak zor… Bütün bu yaptıkları ortadayken ABD’nin başkonsolosluk çalışanlarının tutuklanmasını gerekçe olarak kullanmasını anlamak daha zordur. Daha tatsız olan bütün bunların Türkiye Batı ittifakı içindeyken; mesela Suriye’de aynı saftayken, mesela Irak Kürdistanı referandumu konusunda Washington’la benzer çizgideyken ve mesela IŞİD’e karşı mücadelede ABD ile birlikte inisiyatif alırken yaşanmasıdır.