Yeryüzünün en önemli meselesi demokrasi ve hukuk kültüründen uzaklaşan yönetimlerse en an bunlar kadar büyük bir mesele de sorumluluk sahibi kurumların ve hükümetlerin bu probleme duyarsız kalmasıdır. Giderek büyüyen insan hakları ve hukuk ihlalleri karşısında kendilerini yalıtmaları ve başlarını kuma gömmeleridir. Kötülük üreten rejimler birbirleriyle dayanışmalarını güçlendirirken, demokrasi bloku her gün dünya siyesindeki ağırlığını kaybediyor. Beraberinde bu bloktaki ülkelerin ortak kurumlarının küresel meseleler karşısındaki moral otoritesi zayıflıyor. İnsanlık temel haklar konusunda en yüksek tecrübe dönemini yaşarken, duyarlılık anlamla bir şekilde gerilemiş bulunuyor. Daha iyi demokrasi, daha kaliteli temsil, daha çok ifade özgürlüğü veya daha güçlü basın hürriyeti çağında bütün bu kavramlar sözgelimi 10 yıl öncesinin itibar seviyesinin bile altındadır. Çünkü, demokrasi duygusu gerilemiş yönetimlerin yaptıklarının yanına kâr kalması ve bu yolda ilerlerken direnç görmemeleri, meşruiyetlerini güçlendiren bir felsefe üretmeyi başardı. Demek ki böyle de olabiliyormuş, duygusu giderek güç kazanmaya başladı. Güç kazanmak şöyle dursun neredeyse yeni statüko oldu. *** Toplumlar da ikiye bölündüğü için iktidarların hedefinde olan kesimler dünyanın her yerinde umutsuzluk içinde debelenir hale geldi.