Bugüne kadar yapılan bütün anayasa değişiklikleri hem sahici tartışmaya yol açmış hem de demokratikleşme yolunda heyecan yaratmıştı. Şimdi ise o heyecan da tartıma enerjisi de yok.
Yeniden anayasa bahsi açılabilir mi, evet. Anayasa hem içerik hem de metin tutarlılığı sağlamak için yeniden yazılabilir mi, evet. Kimsede eski iştah kalmadı ama içeriği büyük ölçüde değişen 12 Eylül Anayasası’nın adı da tarihe gömülebilir. Zararı yok, faydası var.
Gelin görün ki yakın tarihte hiç olmadığı kadar umutsuz, ilgisiz ve hedefsiz bir zeminde bulunuyoruz. Siyasal, toplumsal, kültürel ve derin fikir ayrılıklarıyla ilgili meselelerimiz bir anayasa mesaisi hedefinde buluşma duygusuna izin vermeyecek boyuta ulaştı. Siyasal tablonun da gösterdiği gibi; yarıya yarıya bölünerek kemikleşmiş bir kutuplaşma yaşıyoruz. Toplumun yarıya yakını yenilmiş, yarıdan biraz fazlası ise muzaffer haldeyken; üstelik bir seçimin dumanı üzerinde tüterken ve yenisi kapıdayken insanlar bir anayasa duygusuna ortak edilebilir mi?
14/28 Mayıs, sadece...