Diplomasinin imkanları neredeyse sınırsızdır ve bir ülkenin başındaki belaları defetmek için bu imkanlara müracaat etmesi son derece normaldir. Daha fazla güvenlik ve daha çok ekonomik istikrar için daha çok iyi ilişkiye her zaman ihtiyaç vardır. Bu, Somali için de Norveç için de ABD için de Türkiye için de değişmez kuraldır.
İsrail ve Rusya ile ilişkiler hızla normalleşiyor. Türkiye, içeride birbirimize anlata anlata bitiremediğimiz kadar güçlü bir ülke olmasa bile kesinlikle vazgeçilmesi zor bir ülkedir. Bir kez daha görüldü ki bu vazgeçilmezlik diplomasideki en kıymetli sermayemiz olmaya devam ediyor.
Bize soracak olursanız, gazete olarak baştan beri ‘düşman azaltmak dost kazanmak’ doktrininin savunucusu olduk ve bu gelişmelerden de son derece memnunuz.
Çelişkiler ve bazı tutarsızlıklar olabilir, dün ne söylenmişti bugün ne söyleniyor noktasından bakıldığında kritik edilecek birçok nokta vardır elbette ama Türkiye’nin bu noktada tabiri caizse üçe beşe bakacak hali de yoktur. Çoğu kez retorikte kabartılmış bir dış politikanın toparlanması ve ayaklarının yere basması için aylardır ciddi bir çaba vardı ve artık meyvelerinin toparlanmaya başlaması her durumda iyi olmuştur. Tabii ki siyasi liderler toplumun tartısındadır ve siyaseten dün ile bugün arasındaki farkın hesabından muaf değildirler. Ama herhangi bir yerden değil sevk ve idare edemeyeceği kadar çok sıkışmış bir ülkeden söz ediyoruz ve hakikaten Türkiye için üçe beşe bakılacak zaman değildir.
***