Başbakan Binali Yıldırım’ın miting daveti önceki gece saat 01:00 sıralarında geldi. Nevşehir’den henüz dönmüşlerdi, Pazar sabahı Bitlis ve Muş’a gidilecekti.
Seçim, referandum temposu böyle bir şey.
Uzaktan izleyince uçakla gidiliyor, dönülüyor, yolda dinlenme imkanı var gibi görünüyor.
Ama öyle değil.
Pazar günü bir kez daha tanık oldum.
Bingöl’de çeşitli ziyaretler ve halka hitabından sonra Muş’a gitmek üzere havaalanına geçtik. Ancak uçağa binileceği sırada “Muş havaalanının sis yüzünden inişe uygun olmadığı” bilgisi geldi.
Başbakan helikoplerle inişin mümkün olup olmadığını sordu, ‘olabilir’ cevabını alınca iki polis ve bir askeri helikopter, Başbakan ve heyetin bir kısmını alarak saat 15:25’te havalandı.
Muş’a yaklaştığımızda saat 15:50’yi gösteriyor; ancak sis bulutu altındaki şehir görünmüyordu. Helikopterler şehrin üzerinde 50 dakika boyunca 7 tur döndükten sonra, saat 16:40’ta tarihi Kale mahallesinde bir evin 1,5 metre karla kaplı bahçesine inebildi. Başbakan’ı evlerinin arka bahçesinde gören mahalle sakinlerinin yaşadığı şaşkınlık ve heyecanı not etmeliyim.
Ardından da diğer helikopterler sırayla aynı yere indi.
Başbakan’ın karın içinde bata çıka yürüdüğünü televizyonlardan izlediniz.
Dönüş yolunda uçakta konuşurken “Maceralı bir seyahat oldu” dedi Başbakan; “Çok büyük risk olsa zaten biz izin vermeyiz. Pilotların özgüveni kaybolursa o da inmez. Sonuçta Anadolu insanının her gün yaşadığını biz de yaşadık. Ama meydanda binlerce insan toplanmış, bizi bekliyorken bir şekilde onlara ulaşmamız gerekiyordu.”
***