Türkiye ‘açık oy-gizli tasnif’ garabetiyle meşhur 1946 seçimi sonrası, darbe dönemlerinde iyi-kötü ama son 30 yıldır ciddi bir tartışmaya mahal bırakmayacak derecede güvenilir seçim yapan bir ülke.
Anayasal, yasal kimi demokratik yetersizliklerden söz edilmiştir.
Ancak hiçbir seçimde ‘iptal’ gerektirecek bir sorun kayda geçmemiştir.
Her seçim öncesi muhalefetin ‘endişeli’ açıklamaları olmuştur.
Bu ‘suya gönderilen çocuğu testiyi kırmadan dövmek’ olsa da, naif bir yorumla ‘olası bir manipülasyona karşı demokratik bir baskı’ diye değerlendirilebilir.
Ancak…
Son iki yıldaki -1 Kasım dahil- dört seçim öncesi ‘sandık güvenliği’ tartışması, geçen 65 yıllık ‘geçer’ karneli seçim deneyimine aykırı ve ‘iyimser’ yorumları hayli zorluyor.
Açalım;
2013’te Gezi olayları ve 17/25 Aralık girişimi ‘seçim dışı yollarla hükümeti devirme’ projeleriydi. Başarısız oldu.
Ardından ‘sandık güvenliği’ tartışması başladı.
30 Mart 2014 yerel seçim öncesinde ‘şaibe’ iddiaları manşetlere taşındı, seçim başarıyla yapıldı, kimse ‘endişeye mahal yokmuş’ demedi.