Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Scholz'un ortak basın toplantısında, karşılıklı 'kompliman' cümleleri dikkat çekti, ancak arkasından 'somut' öneri ve kararlar geldi.
Bir günün haberi olarak satır arasında kalmaması gereken noktaları tekrar kayda geçmek istedim:
- Erdoğan, "Türk-Alman ilişkisi emsalsizdir" ifadesiyle iki ülke arasındaki 'üst düzey diyalog'a işaret etti, Almanya'yı 'AB lideri' olarak tanımladı, Türkiye-AB ilişkilerindeki yapıcı rolünü vurguladı.
- Scholz da, aynı şekilde, "Çok mutluyum. Çok uzun konuştuk. Bu iyi bir işbirliğimizin olduğunun göstergesi" dedi.
- Scholz, "Atlantik ötesi ilişkiler daha fazla önem kazandı. Amerika ve Avrupa 'Türkiye de dahil' yakın işbirliği içinde. Türkiye ile AB işbirliği içinde. Gelecek için planlarımız var. Üst düzey diyalog formatlarını yürürlüğe sokacağız" diye ekledi.
Bu, ABD ve AB'nin mesajıydı.
- Scholz ayrıca, ekonomik işbirliğinde 'yapılacak çok şey olduğunu' söyledi, "Rusya'ya bağımlı olmamak için enerjiyi farklı kaynaklardan sağlamalıyız. Afrika ve Avrupa arasında enerji terminallerini kurmalıyız" diye Türkiye'yi işaret etti.
"Demokratik ülkeler olarak işbirliği içinde olmalıyız" sözünü ayrıca önemsedim. Muhaliflerin hoşuna gitmeyecek...
- Erdoğan, bir Alman gazetecinin "Rusya'dan hâlâ silah (S-400)
alacak mısınız? Batı'nın yaptırımlarına katılacak
mısınız?" sorusuna, "NATO askeri dayanışmanın teşekkül
ettiği kurumdur. Silahları, uçakları her şeyi NATO'da
kullanırsınız. Şu anda NATO'da Almanya ile iki ortağız. Herhalde
bunu aramızda değerlendirmek bu süreçte büyük önem arz etmektedir.
İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, eksikliklerimizi
nasıl giderebiliriz?" cevabını verdi.