Seçim süreçlerinde dilin kemiğinin olmaması yeni bir durum değil. Vaatler, bol sıfırlı rakamlar havada uçuşur.
İktidar sorumluluğu taşıyanlar daha mütevazı, hesaplı; iktidara talip olanlar ise daha vaatkar olurlar...
Son 30 yıldan geriye kalan iki tavır hatırlıyorum;
‘Eski Türkiye’den:
Muhalefet kanadından, ‘Onlar ne veriyorsa bir fazlası’ türünden açık arttırmalar, 40 yaşında emeklilik ve ‘iki anahtar’...
İktidar kanadından, ‘yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır’...
Merhum Turgut Özal’ın sözüydü...
Bugün de iktidar ‘onlar konuşur, biz yaparız’ diyor...
7 Haziran seçimleri bir tür ‘güven’ oylaması olacak.
Seçmen bakacak;
- Muhalefetin vaatleri kulağa hoş geliyor ama bunları ‘ekonomik dengeleri bozmadan’ yerine getirebilir mi?
- Eğer hazırdan verirse, cebime fazladan giren para pazara gidene kadar eriyebilir veya maaşımın arttığını duyan ev sahibi kirayı arttırır, sonuç değişmez.
- 13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde ekonomik ve sosyal imkanlarım nasıl değişti; böyle giderse nereye doğru değişir?