Mustafa Kasadar Gazeteoku

Sevap yarışı ama nasıl?

Mübarek Ramazan ayının girmesiyle birlikte Allah Resulü daha fazla ibadet etmeye gayret ederdi. Onu gören sahabeler de bu konuda birbirleriye yarış ederlerdi. Nitekim dünyanın dört bir yanında Müslümanlar da diğer aylara oranla...

05 Haziran 2017 | 96 okunma

Mübarek Ramazan ayının girmesiyle birlikte Allah Resulü daha fazla ibadet etmeye gayret ederdi. Onu gören sahabeler de bu konuda birbirleriye yarış ederlerdi. Nitekim dünyanın dört bir yanında Müslümanlar da diğer aylara oranla Ramazan-ı Şerif’te daha fazla ibadet etmekte ve dini duyguları daha fazla kabarmaktadır.

Tabii ki sevap kazanma yolları çok çeşitlidir. İnsan Allah rızası için hangi hayırlı ameli yaparsa yapsın ondan mutlaka hissesine bir pay düşer. Tabii her bir amelin de kendi ağırlığınca bir sevabı vardır. Akıllı insan haliyle en çok kazandıran amellerin peşinde koşar. Ama sevap kazanma yolları bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde sadece belli ibadetlere, dua ve zikirlere has kılınmaktadır. Bu anlayış nedeniyledir ki kimse kimsenin kapısını çalmamaktadır. Mağdurlar, yoksullar, hastalar, yaşlılar adeta unutulmuş durumdadır. Bu hormonlu ibadet anlayışı sonucu tekke ve vakıflarda dahi geçmişte gönüllülük esasına göre yerine getirilen hizmetler ücretli personel tarafından yapılır olmuştur. Zira tekkeye gelip orada zikir çekmenin sevabına talip olanlar, oranın temizlik ve sair işlerinin yapılmasından sevap beklememektedirler. Hâlbuki kişinin bireysel olarak yaptığı ibadetlerin sevabı hiçbir zaman toplumsal görevlerin ifasından doğan sevaba denk düşmez. Bunun içindir ki Nebevi buyrukta kavmin efendisi olarak ona hizmet edenler gösterilmiştir.

Bu konuda EbûHureyre’nin (R.A.) rivayet ettiği şu hadis-i şerif çok dikkat çekicidir. Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
“Bir adam yolda yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir su kuyusuna rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Yukarı çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: ‘Bu köpük de benim gibi susamış’ deyip tekrar kuyuya indi, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak yukarı çıktı ve köpeği suladı. Allah Teala onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.”

Sahebeler:
“Ey Allah’ın Resulü! Yani bize (yedirip içirdiğimiz) hayvanlar için de ücret mi var?” diye soru sorduklarında Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu:
“Evet! Her ‘yaş ciğer’ (sahibi) için bir ücret vardır.” (Buhârî, Müslim, 2244).

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bütün fetihlerin anası 27 Aralık 2017 | 230 Okunma Batıla benzeme ve yılbaşı çılgınlığı 25 Aralık 2017 | 134 Okunma Zaferin Yolu Ümmet Birliğinden Geçer 20 Aralık 2017 | 110 Okunma Kudüs işgal altındayken ben gülemem 11 Aralık 2017 | 166 Okunma Kitabın etki gücü ve kitap okutmanın önemi 06 Aralık 2017 | 154 Okunma