İktidar yıpratır. Bu genel geçer bir kuraldır. Ancak bugünTürkiye ’de yaşananlar sıradan bir iktidar yıpranmasının ötesinde anlamlar ifade ediyor. En büyük sorun insanlarımıza hizmet etmek adına araç olması gereken iktidarın bugün amaç haline gelmiş olmasıdır.
Her hal ve şart altında yönetimi elinde bulundurmak hedefi zarar vermenin ötesinde bir noktaya doğru hızla gidiyor. Bu süreç sadece siyasi yapımızda değil aynı zamanda ülkemizin din ve toplum sosyolojisi üzerinde de olumsuz etkiler bırakıyor.
Sivil toplum inisiyatifi olarak doğan cemaatler, bu iktidar sürecindeki tutum ve davranışlarıyla bazen ortaya çıkış maksatlarının aksine tutum içinde hareket eder oldular. Artık eskisi kadar özgün ve etkin değiller. Bir sivil toplum kuruluşundan beklenir tarzda hareket etmiyorlar. İktidar güzellemesi yapmayı asli görevleri addediyorlar. Hem iktidara hem de kendilerine yanlış yapıyorlar. Uyaran olup kötü olmak istemiyorlar. Toplum sos veriyor, sessiz çığlıkları duymuyorlar. Değer yargılarımız sorgulanır bir hal aldı ama bizler sokulduğumuz labirentin içinden telaşla bir çıkış yolu arıyoruz. Ne mi demek istiyorum, biraz daha açayım.
Cemaatler daha dün bu ülkenin insanlarını iyiye, doğruya, güzele, faydalıya davet etmek gibi bir misyonla hareket ettiklerini söylerlerdi. Bir insana ulaşmak için bile her türlü yolu denerlerdi. Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman ama doğruluğuna inandıkları mesajlarının ulaşmadığı insanların akıbetinden endişeye kapılırlardı. Kim olursa olsun kendilerine ulaşılamadan öte âleme göçen insanların ölümünden büyük hüzün duyar, o şahıs hayattayken neden selam verip de hemhal olamadık diye kendilerini suçlarlardı.
Ancak durum bugün böyle mi? Üzülerek maalesef öyle olmadığını ifade etmek zorundayım. Teşbihte hata olmaz; Peygamberimiz “İki Ömer’den biri” diye dua etmişti.
Bugünkü cemaatlerin tavrı ise ‘bizim Ömerlere ihtiyacımız yok’ noktasına dönüşmüş durumda. Dün insanların cenneti kazanmaları için eksik ve fazlalarıyla var güçleriyle canhıraş mücadele eden cemaatlerden bazıları bugün, insanları cehenneme göndermek gibi bir büyük bir yanılgının ve yarışın içindeler.