Üniversite sayısının artmasıyla birlikte üniversite mezunu olmak artık neredeyse bir mecburiyet gibi algılanmaya başladı. Hele hele kayıt dönemi olan bugünlerde üniversiteler müşteri pardon öğrenci çekmek için birbirleriyle kıyasıya bir yarış içine girdiler. Koca koca akademisyenler o televizyondan, ötekine koşarak ne kadar kaliteli (!) eğitim verdiklerine dair kamuoyunu ikna etmeye çalışıyorlar. Doğrudan böyle ifade edilmese de üniversiteliysen adamsın, değilsen işin zor mantığı pompalanıyor. Diploma verebilmek için canhıraş koşturan üniversiteler, verdikleri diplomanın mezuniyetten sonra tam olarak ne işe yarayacağına dair çok da anlaşılabilir açıklamalar yapamıyorlar. Bunun neticesinde işsizlikle birlikte doğru orantılı olarak artan diplomalı genç işsizler ordusu sadece ekonomik değer kaybına sebep olmuyor, aynı zamanda sosyal sorunları da tetikliyor. İş bulamayan dolayısıyla ayakları üzerinde duramadığı için evlilik planlarını sürekli erteleyen ve hayata atılmakta geciken gençlerin en verimli dönemleri bilinçsizce heba olup gidiyor. Bize de elimizde genç nüfus oranı ile övünmekten başka bir şey kalmıyor.