Mustafa Kaya Gazeteoku

Türkiye’nin Kaderi

Kendimize itiraf edemesek de yaşadıklarımızın bizleri derin endişelere sevk ettiği muhakkak. Siyasetten, toplumsal hayatımıza kadar kırılganlıkların her geçen gün arttığını üzülerek...

08 Ekim 2017 | 64 okunma

Kendimize itiraf edemesek de yaşadıklarımızın bizleri derin endişelere sevk ettiği muhakkak. Siyasetten, toplumsal hayatımıza kadar kırılganlıkların her geçen gün arttığını üzülerek müşahede ediyoruz. Olağanüstü gündemlerin esiri haline gelmiş hatta getirilmiş durumdayız.

Sabır gibi engin bir limanın varlığını unutalı çok zaman oldu. Sevgi, saygı bir tarafa tahammül denilen hasletin öneminden de bihaberiz artık. Bu psikolojiyle gelişmeleri sağlıklı bir şekilde değerlendirme imkânlarından gün geçtikçe uzaklaşıyoruz. Bu da hata yapma riskimizi artırıyor. Özgüven patlaması yaşıyoruz ancak her bir gelişme sonrası yanıldığımızı itiraf etmek zorunda kalıyoruz. İşin acı tarafı bu hatalardan gereken dersleri çıkarmak gibi bir gayretin içinde de değiliz. Öylesine yanlışlar yapıyoruz ki, bu zamana kadar aldatılmadığımız bir alan neredeyse kalmadı.

Bin yıldır bu coğrafyada bedel ödeyerek kazandığımız tecrübelerin bugün kâmil manada değerlendirilemediğini görüyoruz. Devlet aklı dediğimiz şey bunca yaşanmışlıkla birlikte gelecekteki adımlarımızı belirlemek değil midir? Tabi ki öyledir. Bir yıl önce ak dediğimize bugün kara diyoruz. Bir yıl sonra bugün kara dediğimize ak demeyeceğimizin garantisi yok. Böylesine kafa karışıklığı yaşanan bir durumda doğru sonuçlara ulaşmamız mümkün olur mu?

Barzani ’yi devlet başkanlarına uygulanan protokolle karşılayan da biziz. Bugün referanduma en sert tepkiyi veren de biz. Ha İsrail , Ha İran manşetlerini atan da biziz. Son İran seyahatinden sonra bütün bunları hatırlamak istemeyen de biz. İsrail’le ilişkileri normalleştirmek için içerde dışarıda altyapı oluşturma gayretlerine girişen de biziz. Irak ’ın kuzeyindeki bölünmenin planlayıcısının İsrail olduğunu söyleyen de biz. Bunun bir dengesi yok mudur diye sorsak hata mı etmiş oluruz şimdi?

Gücünün sınırını bilen, tarihi potansiyelinin farkında olan, içinde bulunulan şartları doğru bir şekilde okuma becerisi gösterebilen bir bakış ile olaylara yaklaşabiliyor muyuz sizce, ne dersiniz?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyaset ve Güven 25 Şubat 2018 | 134 Okunma Macera Dolu Amerika (!) 18 Şubat 2018 | 200 Okunma Çıkışın Şifresi Akdeniz’de 11 Şubat 2018 | 136 Okunma ‘Suskunluk Sarmalı’ 04 Şubat 2018 | 115 Okunma YENİAD’la Sudan ziyaretimiz 28 Ocak 2018 | 139 Okunma