“Toprağa dönüş” adıyla bir düşünceyi savunduğum doğrudur. Bunu duyan “Ne yani tarım toplumuna mı döneceğiz, bu mümkün mü?” diye hemen olmaza yatıyor. Elbette ki bugün için tatbiki nâkâbil bir fikir, romantik bir teklif gibi duruyor. Zaten böyle bir “hareket” yok, niyet var. Söze açıklık getirmek lazım.
Öncelikle bu bir inanç ve zihniyet meselesidir. Sermaye-sanayi-endüstri-teknoloji çizgisinin inşa ettiği bir dünyada, onun kanunlarını koyduğu bir “hayat tarzı”nı yaşıyoruz.
Bu hayatı revize etmek, makul hâle getirmek veya ona İslâmî bir kılıf uydurmaya kalkmak havanda su dövmektir.
Bütün dünya aynı geminin içindedir, yahut....