İkinci Dünya Savaşı yılları (1940). İngiltere Alman bombardımanı altında. Romancı Virginia Woolf 2 Şubat Cuma günü günlüğüne şunları yazmış:
“....... Derken Londra kırpıla kırpıla daralıyor, kırışıyor. Garip şey, çoğu zaman kentin tam ortası aklıma geldiğinde, sanıyorum aşka benzer bir şey hissetmem: Kuleye giden yolu; benim İngilterem o. Demek istediğim, bir bomba o pirinç korniş perdeli, nehir kokulu, kitap okuyan yaşlı kadınlı küçük sokak aralarından birini ortadan kaldırsa, ne hissederim.
Eh, bir yurtseverin hissettiklerini...”
Bodur minareli küçük mescidi, cumbalı ve iki katlı ahşap evleri, kitabeli küçük mermer çeşmeli, çeşme başında ıhlamurlu veya asırlık çınarlı, küçük bahçelerinden sokağa hanımelleri, sarmaşık güller, leylaklar taşıran; evliya duaları ile uykuya varan, sabah ezanları ile uyanan; kışın salep buğuları, baharda kiraz, yazları karpuz, sonbaharda ayva kokuları ile dolan, selamların alınıp-verildiği, hatır sorulduğu, fesleğenli, sardunyalı balkonlarda sarman kedilerle ninelerin torunlara masal anlattığı sokaklar ne oldu?
Onları bir bomba değilse, kim ortadan kaldırdı?
Bu fotoğraf zamanın elinde solarken, kalbimizde aşka benzer bir duygunun buruk acısı uyandı mı?