Ardından bir deli rüzgâr! Rüzgâr ama nasıl bir rüzgâr? Rüzgâr değil bu bir hışım. Fırtınayı geçmiş boraya dönmüş. Hortum, tayfun derken sıfatlar yetmiyor. Canboğazda düğümlenirken, dil-diş kilitleniyor.
Derken bütün bunları.
Çeri-çöpü, meyveyi-yaprağı, dalı-gövdeyi kökünden sökülen ağaçları, un-ufak olan koca kayaları; kaya da neymiş, başı göğe değen dağları.