İnancımız ve düşünce geleneğimiz “ben”i değil, “biz”i esas almaktadır.
Elmalılı Hamdi Yazır “Fatiha” tefsirinde “İyyake na’büdü ve iyyake nesteiyn”i açıklarken “biz” için şöyle söylüyor: “Cenab-ı Hak kişiden yalnız kişisel vicdanı ile bir antlaşma yapmak istemiyor; onun “sosyal vicdanı” ile de anlaşmak istiyor.” Bu “kardeşlik hukuku”dur. Cemaat kuru kalabalık olamaz.
Müminlerin kardeş olduğu dile getirilirken (Hucurat), tevhid inancı ve din ilkeleri hususunda ayrılığa düşülmemesi, siyasi birliğin ve barışın korunması istenir (Enfal). Hz. Peygamber din kardeşliğini imanın gereği saymıştır: “Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş....